20091215

volants.

bunca zamandan sonra yeniden yalnız olmak gerçekten ilginç ve bir o kadar da garip bir duygu. bilmiyorum, sabahları kalkıyorum. okula gidiyorum yine. yemek yemeyi unuttuğum oluyor. zamanın çabuk geçmesi için elimden gelen her şeyi yapıyorum. laboratuvardan çıkmıyorum. elementleri karıştırıp, yakıp, patlatıp, söndürüp zihnime oyun oynuyorum. düşünmesine izin vermiyorum sanki.

ama düşünmeyerek yanlış şeyi yapıyorum. bunu dün geceki kabusumla çok daha iyi anladım. değişmeyen tek şey kabuslar sanırım, şiddeti biraz daha arttı. karabasan nedir ne değildir bilmiyorum ama, dün gece gördüğüm şeyle bir alakası olduğu yönünde kuvvetli şüphelere sahibim. sıçrayarak uyandım ve kendimi en güvenli sığınaklarımdan birinde, kitaplarımda buldum. 2'den 4 buçuğa kadar, kafamı kaldırmadan okudum.

romain gary'i her zaman sevmişimdir. tarzını, aşka, hayata bakışını, bilinmeyen benliği emile ajar'ı. herşeyini. ama les cerf - volants yani "uçurtmalar" gerçekten inanılmazdı. itiraf etmeliyim, ludo'nun herşeyi bana onu hatırlattı. gözlerini kör eden aşkı, kızın kötü yanlarını sürekli görmezden gelişi, onun yanında konuşamayışı ve ilişkideki yeri. her zaman sevmeyi daha iyi bilen taraftı. ("bazen sadece sevmek yetmez, sevmeyi öğretmek gerekir.")

bu yazıyı niye yazıyorum bilmiyorum, sadece rahatlamaya ihtiyacım var. ama devam ettiremeyeceğim sanırım.

"Ama sen, bir kimseyi ya da bir şeyi seversen, ona senin olan her şeyi, hatta sen olan her şeyi ver, gerisiyle uğraşma."

6 ay boyunca bunu, sadece bunu yaptın. ne var ki benim biraz beceriksiz ve fazlasıyla gerçekçi olduğumu bilmiyordun.

günaydın, iyi geceler..

Hiç yorum yok: