20091004

eulogy, ondokuzoniki.

hiç bişey yapmak istemiyorum aslında şu anda. yazmak falan da istemiyorum ama yazıyorum nedense. uyumak istemiyorum, uyanmayı hiç istemiyorum. sanırım sorun varoluşta.

just tell me that is all you want..

bu sabah bavullu bi kız gördüm. bi saniyeliğine sadece. kırmızı gibi bi bavulu vardı. kocaman. gittiğini düşünüp özendim. sonra dönmüş de olabilir aslında diye düşündüm ve saçma bi sıkıntı kapladı içimi. Bu aralar aklım gitmekte. dönmek ilgimi çekmiyor hiç.

geçen sene kadıköy'e yürüyordum. büyük bi eylem vardı ve otobüsler çalışmıyordu. oldukça kalabalık bi grup olarak yürüyorduk. eylemin izleri heryerdeydi. yürürken duvarlara atılmış sloganlara baktım. isyanı kokladım. o kıpkırmızı harfler hala zihnimde. dünse ilk defa dikkat ettim oradan geçerken.
kırmızı harfler, iğrenç bir renkte boyayla kapatılmışlardı. hepsi. tek tek. devrimi boyamışlardı. ama harfler asiliklerini sürdürüyorlardı, o salak boyaya rağmen, soluk da olsa, kırmızıları seziliyordu hala. kafamda bin bir düşünce, öylece bakakaldım.. bu aralar istanbul'la garip duygular paylaşıyoruz.

bu aralar oldukça karışık yazıyorum. kafam da karışık ki zaten, düzgün düşünmeyi bilmiyorum ben. herşeyi aynı anda, deli bir hızla düşünüyorum.

alkol bazı insanlarda bunu engellermiş, bende daha da hızlandırdığını keşfettiğim günden beri, bunu engellemeye çalışma amacı güderek içmiyorum. battı balık yan gider havası hakim.

hellrider.
hellrider.

Hiç yorum yok: