20090509

18:59

Bugün vapurda, ikinci katın arkasında dışarda oturdum. Her zamanki gibi. Orda parmaklıkların önünde beyaz kocaman metal bi kutu var. Onun üstüne oturdum. Fotoğraflar çektim hep. Dersaneden 3 saat erken çıktığım için felaket bi huzur var içimde. Durduğum yerde uçabilirim. Üzerine gülen yüz çizilmiş balon gibiyim.

Yarın biraz daha şişicem hem de. Dersane sınavım yok. Özdebir varmış, sizi seviyorum son sınıflar. Okulun kapanmasına çok az zaman kaldığını farkettim. Ne güzel, ne güzel. Okulu sevebilen insanları var ya acaip kıskanıyorum. Böyle düzgün bir arkadaşlık ortamı var, okula gitsin diye tırmalıyo resmen evde kalınca. Ne garip insan o. Gerçi onda suç yok ki. Arkadaşlık ortamı var. Arkadaşı var adamın. Arkadaş. Ne garip kelime bu da bak.

Eve gelir gelmez "annağnem"in yaptığı çorbadan içtim. O geldiği zaman bi evim varmış gibi hissediyorum. Gerçi 'teoride' o kadar çok evim var ki.. Babamın ayrı, annemin ayrı. Hangisi ev dersen, içinde anaane olan derim. Ayrı bi havası var. Güven veriyor böyle. Geliyor seviyor. Öpüyor okşuyor ne yemek yapayım diyor. Sen kafana takma diyor babana küfrediyor. Yapıyor yani, anaane bu boru mu.

Gittim bi dolaplar çevirip tişört aldım kendime bugün. Anneme yavşayıp para aldım. Adi miyim? Bence değilim.

İçimde deli bir şeyler var, sürekli empati kurmaya çalışıyor, sürekli kendi kendini suçluyor ve haksız çıkarıyor. Nasıl bir şey bilmiyorum. Nefret ettiğim birine bakınca mesela, belki de sen haksızsın diyor içimde. Vır vır konuşmaya başlıyor. Ve bazen o kadar karşımdaki gibi düşünüyorum ki, o haksız olsa bile, haklı olduğunu düşünüyorum.
Sonra bi tokat atıyorum ve kendime geliyoruz.
Aynı bedende iki kişi gibiyiz.

Hiç yorum yok: